M.Ö. 19. ve 18. yüzyıllarda Anadolu'da büyük bir hareketin varlığı
görünmektedir. Assur'dan gelen tüccarlar, yerel Anadolulu beylerin de
izniyle, Anadolu'da yaygın bir ticaret ağı kurmuşlardır. Ticaretin
yoğun olduğu büyük yerleşmelere Karum (liman/rıhtım), küçük birimlere
ise Wabartum (misafir/hane/menzil/istasyon) adı verilmektedir. Burada
yapılan ticaret genellikle Assurlu tüccarlar tarafından yapıldığı için,
bu dönem Assur Koloni Çağı olarak adlandırılmaktadır. Ancak bu
koloniler, birer sömürge olarak algılanmamalıdır. Assur ile Orta
Anadolu arasında oldukça geniş bir yol ağı yer almaktaydı ve ticari
mallar bu yollar üzerinden kervanlar ile götürülmekteydi.
Mezopotamya'dan Anadolu'ya getirilen kalay ile Anadolu'dan
Mezopotamya'ya götürülen gümüş ve bronz, değiş tokuş edilen malların en
önemlileridir. Çoğunlukla Assur kökenli olan bu tüccarlar, güvenli bir
ticaretin sağlanması için de Anadolu beylerine belli ölçüde bir vergi
ödemekteydi.
Anadolu, bu yıllarda süregelen ticaretten dolayı
kültürel açıdan birçok yeniliklerle tanışmıştır. Bunların en önemlisi
hiç kuşkusuz Anadolu'ya getirilen yazıdır. Mezopotamya'da M.Ö.4.
Binyılın sonlarından itibaren kullanılmaya başlanan yazı, bu ticaret
yolları ile ilk defa Anadolu'ya gelmiştir. O dönemde Anadolu'da
kullanılan yazışma dili Eski Assurca idi. Anadolu'da bu dilde yazılmış
onbini aşkın tablet ortaya çıkarılmıştır.
Anadolu'ya getirilen bir
diğer yenilik ise, Assurlar'ın kullandıklar silindir mühürlerdir.
Ticaret için büyük önem taşıyan ve imza olarak kullanılan bu mühürler
silindir şeklinde olup, ıslak kil üzerinde yuvarlanarak, üzerlerindeki
negatif betimler pozitif halde kile aktarılmaktadır. Anadolu'da daha
önce bir mühür geleneğinin var olduğu bilinmekte ancak, burada
kullanılan mühürler tamamıyla damga mühürlerden oluşmaktadır.
Anadolu'da Assur Koloni Çağı'ın bitmesiyle, silindir mühür geleneği de
son bulmuş, yeniden daha köklü ve kolay olan damga mühür geleneğine
geri dönülmüştür.
Anadolu'daki büyük ticari merkezlerin, yani
Karumların, en önemlisi Kayseri yakınlarındaki Kültepe mevkiinde yer
alan Karum Kaneş'tir (diğer ismiyle: Neşa). 1948 yılından beri Prof.
Dr. Tahsin Özgüç ve ekibi tarafından kazılmakta olan bu önemli höyük ve
tüccarların yaşadığı mahalle olan aşağı kentte, şimdiye kadar sayısız
çiviyazılı tablet ve arkeolojik buluntu ortaya çıkarılmıştır. Kentte
sürdürülen ticaret hayatını göstermek amacıyla, yazılı belgelerden
sadece birini vermekle yetineceğiz:
"Pilahhaya, İrma-Assur
ve Mannum-balum-ssur şöyle derler; Enlil-bani ve Kukkulanum'a şöyle de:
30 mina gümüşü -vergisi eklenmiş- sizin mühürlerinizle Kukkulanum
getirdi. Biz gümüşü kontrol ettik ve 2/3 mina'nın eksik olduğunu tespit
ettik. Buradan (şunlar satın alınmıştır): 7,5 mina 4,25 şekelgümüşe
(olan) 114 Kutanu-Giysisi (ince yünden yapılmış bir giysi türü); her
biri 13,25 şekel'e olan 2 talent 15 mina mühürlenmiş kalay; 40 mina
mühürlenmiş kalay, ayrıca 13 şekel (tutan) 8 mina mühürlenmiş kalay:
Toplam gümüş ücreti 13,83 mina 2,83 şekel. 6 (adet) kara eşek ücreti 2
mina 8 şekel gümüş, yemleriyle beraber. Koşum takımları için 16 şekel
gümüş. Her bir mina'yı 13 şekel'e olan 37 mina el-kalayı, gümüş olarak
2,83 mina ve 2,16 şekel. 1 mina gümüş: 2 eşek sürücüsünün çalışma
ücreti. Onların giysileri için 4 şekel. Nabi-Sin'in çalışma ücretine
(kervanı yöneten şahıs) 7 şekel gümüş ekledik. 12,5 şekel 'eködeme';
Sa'udum ile ilgili 2,5 şekel; yola çıkış vergisi için 15 şekel;
Asur-malik'in hesabına 6 şekel gümüş ödedik; Kukkulanum 0,83 mina
gümüşü 'tüccar bana burada gümüşü vermez ise,onu bu gümüşten alırım'
diyerek aldı."
Bu mektup Assur'da Kukkulanum'a, Kaneş kentinde
oturan Enlil-bani için verilmişti. Görüldüğü gibi, hesaplar son derece
ayrıntılı tutulmaktaydı; ancak bu şekilde tüccarlar kendilerini olası
dolandırılmalarından koruyabiliyorlardı.
Ağırlık Ölçüleri
Eskiçağ'da
ağırlık ölçüler kentlere ve bölgelere göre farklılık göstermektedir. En
çok kullanılan ölçü birimleri mina ve şekeldir. Örneğin bir Babil
minasının yaklaşık yarım kilo ettiği, kazılar sonucunda ele geçen
ağırlıklardan dolayı bilinmektedir. Bir mina ise yerine göre 40- 60
şekel'e denk gelmektedir. Ölçülerin daha kolay anlaşılması için Babil
ölçü sisteminin yaklaşık değerlerini bir tablo ile göstermekte fayda
vardır:
1 talent = 60 mina = 30 kg
1 mina=60 şekel = 500gr
1 = şekel = 8,3 gr
Ödemeler,
yandaki metinde görüldüğü gibi genellikle gümüş olarak yapılırdı. Bazı
metinlerde altının da kullanıldığı görülmektedir, altının gümüşe olan
değeri ise genellikle ½ 'dir.
görünmektedir. Assur'dan gelen tüccarlar, yerel Anadolulu beylerin de
izniyle, Anadolu'da yaygın bir ticaret ağı kurmuşlardır. Ticaretin
yoğun olduğu büyük yerleşmelere Karum (liman/rıhtım), küçük birimlere
ise Wabartum (misafir/hane/menzil/istasyon) adı verilmektedir. Burada
yapılan ticaret genellikle Assurlu tüccarlar tarafından yapıldığı için,
bu dönem Assur Koloni Çağı olarak adlandırılmaktadır. Ancak bu
koloniler, birer sömürge olarak algılanmamalıdır. Assur ile Orta
Anadolu arasında oldukça geniş bir yol ağı yer almaktaydı ve ticari
mallar bu yollar üzerinden kervanlar ile götürülmekteydi.
Mezopotamya'dan Anadolu'ya getirilen kalay ile Anadolu'dan
Mezopotamya'ya götürülen gümüş ve bronz, değiş tokuş edilen malların en
önemlileridir. Çoğunlukla Assur kökenli olan bu tüccarlar, güvenli bir
ticaretin sağlanması için de Anadolu beylerine belli ölçüde bir vergi
ödemekteydi.
Anadolu, bu yıllarda süregelen ticaretten dolayı
kültürel açıdan birçok yeniliklerle tanışmıştır. Bunların en önemlisi
hiç kuşkusuz Anadolu'ya getirilen yazıdır. Mezopotamya'da M.Ö.4.
Binyılın sonlarından itibaren kullanılmaya başlanan yazı, bu ticaret
yolları ile ilk defa Anadolu'ya gelmiştir. O dönemde Anadolu'da
kullanılan yazışma dili Eski Assurca idi. Anadolu'da bu dilde yazılmış
onbini aşkın tablet ortaya çıkarılmıştır.
Anadolu'ya getirilen bir
diğer yenilik ise, Assurlar'ın kullandıklar silindir mühürlerdir.
Ticaret için büyük önem taşıyan ve imza olarak kullanılan bu mühürler
silindir şeklinde olup, ıslak kil üzerinde yuvarlanarak, üzerlerindeki
negatif betimler pozitif halde kile aktarılmaktadır. Anadolu'da daha
önce bir mühür geleneğinin var olduğu bilinmekte ancak, burada
kullanılan mühürler tamamıyla damga mühürlerden oluşmaktadır.
Anadolu'da Assur Koloni Çağı'ın bitmesiyle, silindir mühür geleneği de
son bulmuş, yeniden daha köklü ve kolay olan damga mühür geleneğine
geri dönülmüştür.
Anadolu'daki büyük ticari merkezlerin, yani
Karumların, en önemlisi Kayseri yakınlarındaki Kültepe mevkiinde yer
alan Karum Kaneş'tir (diğer ismiyle: Neşa). 1948 yılından beri Prof.
Dr. Tahsin Özgüç ve ekibi tarafından kazılmakta olan bu önemli höyük ve
tüccarların yaşadığı mahalle olan aşağı kentte, şimdiye kadar sayısız
çiviyazılı tablet ve arkeolojik buluntu ortaya çıkarılmıştır. Kentte
sürdürülen ticaret hayatını göstermek amacıyla, yazılı belgelerden
sadece birini vermekle yetineceğiz:
"Pilahhaya, İrma-Assur
ve Mannum-balum-ssur şöyle derler; Enlil-bani ve Kukkulanum'a şöyle de:
30 mina gümüşü -vergisi eklenmiş- sizin mühürlerinizle Kukkulanum
getirdi. Biz gümüşü kontrol ettik ve 2/3 mina'nın eksik olduğunu tespit
ettik. Buradan (şunlar satın alınmıştır): 7,5 mina 4,25 şekelgümüşe
(olan) 114 Kutanu-Giysisi (ince yünden yapılmış bir giysi türü); her
biri 13,25 şekel'e olan 2 talent 15 mina mühürlenmiş kalay; 40 mina
mühürlenmiş kalay, ayrıca 13 şekel (tutan) 8 mina mühürlenmiş kalay:
Toplam gümüş ücreti 13,83 mina 2,83 şekel. 6 (adet) kara eşek ücreti 2
mina 8 şekel gümüş, yemleriyle beraber. Koşum takımları için 16 şekel
gümüş. Her bir mina'yı 13 şekel'e olan 37 mina el-kalayı, gümüş olarak
2,83 mina ve 2,16 şekel. 1 mina gümüş: 2 eşek sürücüsünün çalışma
ücreti. Onların giysileri için 4 şekel. Nabi-Sin'in çalışma ücretine
(kervanı yöneten şahıs) 7 şekel gümüş ekledik. 12,5 şekel 'eködeme';
Sa'udum ile ilgili 2,5 şekel; yola çıkış vergisi için 15 şekel;
Asur-malik'in hesabına 6 şekel gümüş ödedik; Kukkulanum 0,83 mina
gümüşü 'tüccar bana burada gümüşü vermez ise,onu bu gümüşten alırım'
diyerek aldı."
Bu mektup Assur'da Kukkulanum'a, Kaneş kentinde
oturan Enlil-bani için verilmişti. Görüldüğü gibi, hesaplar son derece
ayrıntılı tutulmaktaydı; ancak bu şekilde tüccarlar kendilerini olası
dolandırılmalarından koruyabiliyorlardı.
Ağırlık Ölçüleri
Eskiçağ'da
ağırlık ölçüler kentlere ve bölgelere göre farklılık göstermektedir. En
çok kullanılan ölçü birimleri mina ve şekeldir. Örneğin bir Babil
minasının yaklaşık yarım kilo ettiği, kazılar sonucunda ele geçen
ağırlıklardan dolayı bilinmektedir. Bir mina ise yerine göre 40- 60
şekel'e denk gelmektedir. Ölçülerin daha kolay anlaşılması için Babil
ölçü sisteminin yaklaşık değerlerini bir tablo ile göstermekte fayda
vardır:
1 talent = 60 mina = 30 kg
1 mina=60 şekel = 500gr
1 = şekel = 8,3 gr
Ödemeler,
yandaki metinde görüldüğü gibi genellikle gümüş olarak yapılırdı. Bazı
metinlerde altının da kullanıldığı görülmektedir, altının gümüşe olan
değeri ise genellikle ½ 'dir.