TÜRKLERDE MEZAR TAŞLARI
Ziyaret olunan yer manasında olan ,
ölü gömülen ve üzeri bina ile örtülmemiş çukura mezar , kabirdenilmesi,
üstü yapılan müslüman kabirlerine türbe adı varilmesine , bu üstüne
bina yapılmamış mezarların baş ve ayak uçlarına taş ve heykeller
dikildiği görülmektedir.
Eski Yunanlılar ve Romalılarda ve
diğer toplumlarda bu maksatla mezarlar, mezar binaları, anıtlara ait
bilgiler mevcuttur. Türbeler ve mezar abideleri sanat tarihi bakımından
, kurganlar, yer altı mezar mağraları, ehramlar, mozaleler, mezar
abideleri , mahsen mezarlar gibişeylerdir. Dinler tarihi bakımından da
önemli olan mezar, mezar taşları , türbe ve mezar anıtları geniş bir
inceleme konusu olmaktadır.
Bilhassa Göktürklerde hakan
veya kahramanların , ünlü kişilerin mezarları üzerine “ öldürdükleri
düşmanları” temsil eden heykel veya taşları diktikleri , eğer taş
bulamazlarsa ağaçtan yapılmış heykel veya kazıları bu maksatla
kullandıkları ve bu şekilde dikilen taşlara Balbal denildiği ileri
sürülmektedir. Bu Balbal ve Balbal dikme adeti “Eski Türk Yazıtları”
arasında Kül Tegin yazıtının Cenup Bilge Han yazıtının doğu tarafında
yer almaktadır. Balbal dikme itikatının , Türklerin öldükten sonra öbür
dünyada da haayatın mevcut olduğu ve insanın ölünce öbür dünyaya göç
ettiğine, ölünün öbür dünyada herşeye ihtiyacı olacağından eşyaların
mezara konmasına inanılırdı.
Öldürülen düşmanlar için
, kahramanın mezarı üzerine sembol mahiyetinde bir sıra taşlar
konulduğu , ayrıca ünlü kahramanların mezaeına adeta bir mezar taşı
gibi heykel dikildiği görüşü de bulunmaktadır. Aslında Balbal heykl
değildfir. Sadece öldürülen düşmanlar için dikilmiş taşlardır. Resimli
lanlar ise gömülen Türkleri temsil eder. Mezar üstünde birçok taş
bulunurdu. Bu Balbal benzeri taş dikme adet ve inancının Asya’nın
doğusundan Avrupa’nın batısına kadar hatta İspanya’ya kadar yayıldığı
Göktürklerin koydukları Balbal adına karşılık , Mezapotamya’da
Sümerlere ait Ur Kıral mezarlarına rastlandığı , böylece gerek coğrafi
bakımdan gerek zaman bakımından genişlik ve derinlik gösterdiği
anlaşılmaktadır.
BAZI MEZAR TAŞLARI
Mezar taşları olarak baş ve ayak ucunda dikilen veya sandukalı mezarlarda;
1- Baş ucu taşı (Baş Şahidesi)
2- Ayak ucu taşı (Ayak Şahidesi)
3- Yanlardaki taşlar
Özel
bir itina ile yapılmakta ve böylece ölen insanların unutulmaması için
öteden beri taşcılık , taş işçiliği ve süsleme halinde devam
etmektedir. Mezar taşının üzerinde ekseriya çiçek dikmeye mahsus ,
toprağa kadar giden bir delikle , kuşların toplanan yağmur sularını
içebilmeleri için yan yuvarlak ve yürek biçiminde çukurlar
bırakılmıştır. Ayrıca bu ölümünde bile iyilik yapmak istediğinin
tabiatı sevmesinin en canlı delili olarak da görülmektedir.
Mezar taşlarında sanat özellikleri , tarihi bilgi, kültür, folklor,
dinle ilgili husular, şekiller, resimler, meslekler, teşkşlatlar,
dualar... görülür. Dini mimari bakımından önem arzeden mezar taşlarında
tarih boyunca her hususta değişiklikler olmuştur.
Hayvan
sevgisi, bilhassa atlara karşı “ata ait mezar taşları mezar kitabesi”
ve mezar atşı bulunduğu gibi hançer , kandil, şamdan, çengel , kalkan
, tulumba ve muhtelif dini semboller pek fazladır.
Ayrıca
mezar taşlarında nebati süslemelerde sap, yaprak, başak veya yemiş ;
yemişlerden Türklerde “ayva, nar, incir”, çiçeklerden ise lale,
karanfil, sümbül, nar çiçeği, haşkaş ömemlidir. Mezar taşlarında taş
işçiliği , yazı , süsleme sanatları , kıyafet , tarih ve dini tarih
önemlidir. Mezar taşları mezarın yerini ve kime ait olduğunu belirtmesi
bakımından önemlidir. Bazı mezar taşlarında sembolil manalar ifade eden
bir takım figürler bulunur. Örneğin Anadolu’da Akkoyunlu ve
Karakoyunluların hakim olduğu bölgelerde koyun ve daha az sayıda olmak
üzere at heykeli , hatta insan şeklinde mezar taşları da mevcuttur.
Ahlat mezar taşları , teyzine hale sokulmuş ejder motifleriyle dikkati
çekmektedir. Bazı taşlarda bu ejder motifleri tamamen teyzine birer
kemer şeklinde stilize edilmektedir.
Ayrıca bunların dışında
şamdan veya asma kandil motifleri işlenmiştir. Türbelerde çift başlı
kartallar görülmektedir. Türk tarihi içinde kuş resimleri , hayvan
figürleri ve adlarının bulunduğu da bilinmektedir.
Ziyaret olunan yer manasında olan ,
ölü gömülen ve üzeri bina ile örtülmemiş çukura mezar , kabirdenilmesi,
üstü yapılan müslüman kabirlerine türbe adı varilmesine , bu üstüne
bina yapılmamış mezarların baş ve ayak uçlarına taş ve heykeller
dikildiği görülmektedir.
Eski Yunanlılar ve Romalılarda ve
diğer toplumlarda bu maksatla mezarlar, mezar binaları, anıtlara ait
bilgiler mevcuttur. Türbeler ve mezar abideleri sanat tarihi bakımından
, kurganlar, yer altı mezar mağraları, ehramlar, mozaleler, mezar
abideleri , mahsen mezarlar gibişeylerdir. Dinler tarihi bakımından da
önemli olan mezar, mezar taşları , türbe ve mezar anıtları geniş bir
inceleme konusu olmaktadır.
Bilhassa Göktürklerde hakan
veya kahramanların , ünlü kişilerin mezarları üzerine “ öldürdükleri
düşmanları” temsil eden heykel veya taşları diktikleri , eğer taş
bulamazlarsa ağaçtan yapılmış heykel veya kazıları bu maksatla
kullandıkları ve bu şekilde dikilen taşlara Balbal denildiği ileri
sürülmektedir. Bu Balbal ve Balbal dikme adeti “Eski Türk Yazıtları”
arasında Kül Tegin yazıtının Cenup Bilge Han yazıtının doğu tarafında
yer almaktadır. Balbal dikme itikatının , Türklerin öldükten sonra öbür
dünyada da haayatın mevcut olduğu ve insanın ölünce öbür dünyaya göç
ettiğine, ölünün öbür dünyada herşeye ihtiyacı olacağından eşyaların
mezara konmasına inanılırdı.
Öldürülen düşmanlar için
, kahramanın mezarı üzerine sembol mahiyetinde bir sıra taşlar
konulduğu , ayrıca ünlü kahramanların mezaeına adeta bir mezar taşı
gibi heykel dikildiği görüşü de bulunmaktadır. Aslında Balbal heykl
değildfir. Sadece öldürülen düşmanlar için dikilmiş taşlardır. Resimli
lanlar ise gömülen Türkleri temsil eder. Mezar üstünde birçok taş
bulunurdu. Bu Balbal benzeri taş dikme adet ve inancının Asya’nın
doğusundan Avrupa’nın batısına kadar hatta İspanya’ya kadar yayıldığı
Göktürklerin koydukları Balbal adına karşılık , Mezapotamya’da
Sümerlere ait Ur Kıral mezarlarına rastlandığı , böylece gerek coğrafi
bakımdan gerek zaman bakımından genişlik ve derinlik gösterdiği
anlaşılmaktadır.
BAZI MEZAR TAŞLARI
Mezar taşları olarak baş ve ayak ucunda dikilen veya sandukalı mezarlarda;
1- Baş ucu taşı (Baş Şahidesi)
2- Ayak ucu taşı (Ayak Şahidesi)
3- Yanlardaki taşlar
Özel
bir itina ile yapılmakta ve böylece ölen insanların unutulmaması için
öteden beri taşcılık , taş işçiliği ve süsleme halinde devam
etmektedir. Mezar taşının üzerinde ekseriya çiçek dikmeye mahsus ,
toprağa kadar giden bir delikle , kuşların toplanan yağmur sularını
içebilmeleri için yan yuvarlak ve yürek biçiminde çukurlar
bırakılmıştır. Ayrıca bu ölümünde bile iyilik yapmak istediğinin
tabiatı sevmesinin en canlı delili olarak da görülmektedir.
Mezar taşlarında sanat özellikleri , tarihi bilgi, kültür, folklor,
dinle ilgili husular, şekiller, resimler, meslekler, teşkşlatlar,
dualar... görülür. Dini mimari bakımından önem arzeden mezar taşlarında
tarih boyunca her hususta değişiklikler olmuştur.
Hayvan
sevgisi, bilhassa atlara karşı “ata ait mezar taşları mezar kitabesi”
ve mezar atşı bulunduğu gibi hançer , kandil, şamdan, çengel , kalkan
, tulumba ve muhtelif dini semboller pek fazladır.
Ayrıca
mezar taşlarında nebati süslemelerde sap, yaprak, başak veya yemiş ;
yemişlerden Türklerde “ayva, nar, incir”, çiçeklerden ise lale,
karanfil, sümbül, nar çiçeği, haşkaş ömemlidir. Mezar taşlarında taş
işçiliği , yazı , süsleme sanatları , kıyafet , tarih ve dini tarih
önemlidir. Mezar taşları mezarın yerini ve kime ait olduğunu belirtmesi
bakımından önemlidir. Bazı mezar taşlarında sembolil manalar ifade eden
bir takım figürler bulunur. Örneğin Anadolu’da Akkoyunlu ve
Karakoyunluların hakim olduğu bölgelerde koyun ve daha az sayıda olmak
üzere at heykeli , hatta insan şeklinde mezar taşları da mevcuttur.
Ahlat mezar taşları , teyzine hale sokulmuş ejder motifleriyle dikkati
çekmektedir. Bazı taşlarda bu ejder motifleri tamamen teyzine birer
kemer şeklinde stilize edilmektedir.
Ayrıca bunların dışında
şamdan veya asma kandil motifleri işlenmiştir. Türbelerde çift başlı
kartallar görülmektedir. Türk tarihi içinde kuş resimleri , hayvan
figürleri ve adlarının bulunduğu da bilinmektedir.