KEPLER
1571’de doğmuş olan Kepler, astronominin ana
hatlarını öğrendikten sonra gezegenler sistemini açıklayabilecek bir
matematik düzen bulma probleminin adeta hastası olmuştu. Bir yerde
“aklımın bütün gücüyle bu problemin üzerinde kara kara düşündüm” diye
yazıyordu. Kepler, çağdaşı ve örnek aldığı bir bilim adamı olan Tycho
Brahe’nin tam zıttı bir kimseydi. Tycho büyük bir mekanik kabiliyet ve
hünere sahipti; fakat matematiğe karşı ilgisi azdı. Kepler bir deneyci
olarak beceriksizdi ama matematiğin gücüne hayran olmuş bir
kimseydi.Sayıların gücüne karşı duyduğu bu derin saygıyla eski
Yunanlılara yaklaşıyor, sayısal bilmeceler çok ilgisini çekiyordu.
Hayatını Tycho’nun bıraktığı ve gezegenlerin yerini gösteren
çizelgelere vermişti. Tycho Brahe’nin gözlemlerini matematik tasvire
çevirirken aynı bu gün herhangi bir ilim adamı gibi davranıyordu. Denel
bulguları cetveller dolusu sayılar yerine basit matematiksel kanunlar
halinde ifade etmeye çalışıyordu. Matematiksel kanunlarla yalnız
gözlemleri açıklamakla kalmayız, aynı zamanda henüz yapılmamış
gözlemlerin sonuçlarını da önceden kestirebiliriz, üstelik matematiksel
kanunlar sayı çizelgelerinden daha kolay hatırda tutulabilirler ve
başkasına çok daha kolay anlatılabilirler.
Kepler’in
gezegen yörüngeleri kanunu 5 düzgün katı şekle dayanıyordu. Bu kanuna
göre yarıçapı Satürn’ün yörüngesine eşit bir küre bir küpü içine
alır(a). Bu küpün içine çizilecek bir kürenin yarıçapı ise Jüpterin
yörüngesinin yarıçapına eşittir. Jüpiter’in yörüngesine eşit
yarıçaptaki kürenin içine bir düzgün dörtyüzlü çizilebilir(b). Bu dört
yüzlünün içine çizilecek kürenin yarıçapı Marsın yörüngesinin
yarıçapına eşittir.Mars gezegenin yörüngesinin yarıçapına eşit
yarıçaptaki kürenin içine bir düzgün 12 yüzlü çizilebilir(c). Bu düzgün
12 yüzlünün içine çizilecek kürenin yarıçapı yerin yörüngesinin
yarıçapına eşittir(d). Böylece bir düzgün katı şekil ve bir küreyi
sırayla çizerek düzgün 8 yüzlü için(e) ve düzgün 20 yüzlü içinde
Merkür’ün yörüngesinin yarıçapının elde ederiz(f).Kepler bu 5 düzgün
yüzlüyü gezegenlerin yörüngeleri arasındaki aralıları kapatan şekiller
olarak kabul etmişti. Yalnız 5 tane düzgün yüzlü katı şekil mevcut
olduğu için Kepler yalnızca 6 tane gezegen bulunabileceğine inanmıştı.
Kepler ilk kitabında evrende niçin sadece 6 gezegen bulunduğunu
anlama çabalarını anlatmıştı. 6 gezegenin yörüngeleri ile 5 tane
düzgün yüzlü katı cisim arasında bir bağıntı bulmuştu. O bu yapıdan
gezegenlerin o zaman bilinen yörüngelerinin yarıçaplarına uyan oranlar
çıkarmıştı.
Kepler bu buluşunu coşkunlukla şöyle
anlatmıştı:” bu buluştan duyduğum derin zevk kelimelerle anlatılamaz.
Harcadığım zamanı kaybolmuş saymıyorum; çalışmaktan yorulmuş değildim;
hipotezimin Copernicus yörüngelerine uyduğunu görünceye kadar, yada
uymayıp sevincim kayboluncaya kadar, günler ve geceler boyunca süren
hesaplamalarım ve hesapları sınamanın zahmetinden kaçınmıyordum.”
Gezegenlerin yörüngelerinin yarıçapları arasındaki bağıntı.
Tycho’nun gözlemleri üzerinde Kepler’in elde etmek istediği sonuçlara
tipik bir örnektir. Fakat bununla beraber, en derin bir
korelasyon(karşılıklı bağıntı) bile olayların tabiatını açıklamakta
derin bir anlama sahip değildir. Bu gün, Keplerin bu buluşu unutulmuş
bir olaydan başka bir şey değildir. Bu sistem 6’dan fazla gezegen
bulunduğu için yıkıldı. Fakat 7. gezegen Keplerin ölümünden uzun yıllar
sonraya kadar keşfedilemedi.
Kepler sonraki
gözlemlerle yıkılmayan başka matematiksel bağıntılarda bulmuştu. O,
Tycho’nun gözlem sonuçlarını Mars gezegeninin hareketlerinin
ayrıntılarıyla inceleyerek analize başladı. Tycho’nun 20 yıllık
gözlemleri sırasında Mars nasıl bir yörünge üzerinde hareket etmiştir?
Yerin durduğu kabul edilirse mi, Mars daha basit bir eğri üzerinde
hareket eder görünecekti? Kepler Copernicus’un düşüncesinin benimsemiş
yani yerkürenin hem kendi ekseni etrafında hem de güneş etrafında
döndüğünü kabul etmişti. O zamanın geleneklerine uyarak, Kepler önce
bir daire üzerinde hareket eden başka dairelerin mümkün olan
yörüngelerine uyup uymadıklarını anlamaya çalıştı. Bu alanda sayısız,
yorucu , uzun hesaplamalar yaptı. Duran bir yıldızla bir gezegenin
arasındaki açıyı (Tycho tarafından ölçülen açılar) duran güneş
etrafında dönen, bir gezegenin uzaydaki yerini çevirmek zorunluğu
vardı. Üstelik bu açı güneş etrafında dönen yeryüzünden ölçüldüğü için,
işlem daha zorlaşıyordu.
Kepler bir daire üzerinde
hareket eden başka daireler modeliyle 70 kadar hesaplama yaptıktan
sonra, gözlenen gerçeklere ancak şöyle böyle uyabilecek bir sistem
bulabildi. Sonra, üzüntüyle şunu fark etti; Bir daire üzerinde dönen
daireler sisteminden çıkarılabilecek bir eğri Keplerin hesaplarda
kullandığı sınırların dışına çıkıldığında Tycho’nun Mars gezegenin
konumları ile ilgili gözlemlerine uymuyordu.
Tycho’nun gözlemleri ile Keplerin hesapları arasındaki uyuşmazlık
0,133 derece kadardı.(bu açı bir saat yelkovanın 0,02 saniyedeki yer
değiştirmesi kadardır).Tycho bu küçük açı kadar hata yapmış
olamazmıydı? Bir kış gecesinin soğuğu parmaklarını uyuşturmuş veya
gözlem alanını bulandırmış olamazmıydı? Kepler, Tycho’nun metodunu ve
ölçmelerdeki zahmet ve dikkatinin biliyordu. Tycho bu küçük açı kadar
bile hata yapmış olamazdı. Böylece Tycho’nun gözlemlerine dayanarak,
Kepler kendi hazırladığı eğrileri reddetti. Bu Tycho’nun denel
becerikliliğine ne büyük saygıydı!
“Bu 8’lik açıya
rağmen yinede bir evren teorisi kurulabilirdi” diyerek Kepler yine
çalışmaya kuruldu. Düzgün hareket hakkındaki eski ve saygıdeğer
inançları bir yana bırakarak, güneş etrafında dönerken bir gezegenin
hızın değiştirebileceği düşüncesini dikkate almaya başladı. İşte
böylece Kepler ilk büyük buluşunu yaptı. Güneşten gezegen uzanan bir
doğru parçasının eşit zaman aralıklarında eşit alanlar taradığını
gördü. Bu buluşu, bugün 2. Kepler kanunu adıyla bilinmektedir.
Keplerin
eşit alanlar kanunu, Mars, yörüngesi boyunca değişen hızla döner.
Güneşe en yakın olduğu zaman hızı en büyüktür. Kepler eşi,t zaman
aralıklarında(t2-t1=t3-t4), güneşten gezegene uzanan eşit alanlar (alan
A = alan B) taradığını bulmuştu.
Bu kanunu bulduktan sonra Kepler, sonunda, gezegenlerin hareketlerini
düzgün dairesel hareketlerin bir bileşkesi olarak anlayabilmek
gayretlerinde vazgeçti ve birçok oval şekilleri yörünge olarak denemeye
başladı. Her gezegen elips şeklinde bir yörünge boyunca hareket ediyor
ve güneş bu elipsin odak noktalarından birinde bulunuyordu. Keplerin ne
büyük bir sevinç duyduğunu düşününüz. Yıllarca süren gayretten sonra
Kepler sonunda gezegenlerin hareketinin açıklayan basit bir eğri
bulmuştu.
Kepler bundan sonra bir gezegenin
yörüngesinin büyüklüğü ile onun periyodu(Güneş etrafında tam bir devir
yapması için geçen zaman)arasında bir bağıntı bulmak için çalışmaya
koyuldu. Bir çok denemden sonra, aradığı kesin bağıntıyı buldu: Bütün
gezegenlerde, yörüngenin yarıçapı küpünün, periyodun karesine oranı
aynıydı. Bu oranı bulduktan sonra, gezegenlerin bu bağıntıya uymakla
gösterdikleri düzen dikkate değerdi. R^3/T^2 oranının sabit oluşuna 3.
Kepler kanunu denilir.
KEPLERİN 3’NCÜ KANUNU
GEZEGEN Yörüngenin yarıçapı(A.B.) T Periyodu
(gün) R^3/T^2
[(A.B.)^3/gün^2] R^3/T^2’nin bu günkü değeri(m^3/sn^2
Merkür 0,389 87,77 7,64 x 10^-6 3,354 x 10^-8
Venüs 0,724 224,70 7,52 “ 3,352 “
Yer 1,000 365,25 7,50 “ 3,354 “
Mars 1,524 689,98 7,50 “ 3,354 “
Jüpiter 5,200 4332,62 7,490 “ 3,355 “
Satürn 9,510 10759,20 7,430 “ 3,353 “
Yörünge ve periyotların çizelgedeki değerleri Kepler
tarafından kullanılmış olan sayılardır. Kepler zamanında yarıçaplar
yalnız yerkürenin yörüngesinin yarıçapı cinsinden bağıl olarak
biliniyordu. Yerkürenin yarıçapına astronomi birimin (A.B.) denir, bu
bir uzunluk birimidir. R^3/T^2 oranının hemen hemen sabit değerleri
Keplerin 3. kanununu gösterir. Son sütundaki oranlar bu günün duyar
ölçümlerine dayanan yörünge ve periyotlarına dayanan yörünge ve
periyotlardan hesaplanmıştır.
Bu zafer üzerine
Kepler şunları yazmıştı.”...16 yıl önce aranması gerektiğini söylediğim
şeyi... onun için Tycho Brahe’ye katıldığım şeyin beklediğimden çok
daha derin olan doğruluğunu en sonunda açıklığa çıkardım. Kalıp
döküldü, kitap yazıldı; Şimdide okunabilir,gelecek çağlarda da...
Allah’ın bir gözlemci için 6000 yıl beklediği gibi bu kitapta bir
okuyucu için bir asır bekleyebilir.”
İşte Keplerin 3 Kanunun İfadeleri:
I. Her gezegen, odaklarından birinde Güneş bulunan eliptik bir yörünge üzerinde hareket eder.
II.
Güneşle gezegeni birleştiren doğru parçası(yarıçap vektörü) eşit
zaman aralıklarında eşit alanlar
tarar.
III. R^3/T^2 oranı bütün gezegenler için aynıdır. Eğer bu sabit orana K dersek, bu 3. kanun
R^3/T^2=K halinde yazılabilir.
Ptolemi ve Copernicus’un önerdiği sistemlerinin daireler
üzerinde hareket eden başka daireler sisteminin bütün karışıklığı bir
yana Keplerin 3 kanunu gezegenlerin yörüngelerini onlardan çok daha
doğru olarak gösterir. Bu kanunlar teleskopun bulunuşundan önce
yapılmış gözlemlere dayanıyordu.
Kepler, buluşlarıyla
astronomiye çok önemli ilerlemeler olanağını verdi. O Tycho Brahe’nin
denel verilerle dolu çizelgelerinin basit ve geniş anlamlı bir eğriler
ve kurallar sistemi haline getirdi.Keplerin bu sistemi ona “Göklerin
Kanun Yapıcısı” adını kazandırdı.
1571’de doğmuş olan Kepler, astronominin ana
hatlarını öğrendikten sonra gezegenler sistemini açıklayabilecek bir
matematik düzen bulma probleminin adeta hastası olmuştu. Bir yerde
“aklımın bütün gücüyle bu problemin üzerinde kara kara düşündüm” diye
yazıyordu. Kepler, çağdaşı ve örnek aldığı bir bilim adamı olan Tycho
Brahe’nin tam zıttı bir kimseydi. Tycho büyük bir mekanik kabiliyet ve
hünere sahipti; fakat matematiğe karşı ilgisi azdı. Kepler bir deneyci
olarak beceriksizdi ama matematiğin gücüne hayran olmuş bir
kimseydi.Sayıların gücüne karşı duyduğu bu derin saygıyla eski
Yunanlılara yaklaşıyor, sayısal bilmeceler çok ilgisini çekiyordu.
Hayatını Tycho’nun bıraktığı ve gezegenlerin yerini gösteren
çizelgelere vermişti. Tycho Brahe’nin gözlemlerini matematik tasvire
çevirirken aynı bu gün herhangi bir ilim adamı gibi davranıyordu. Denel
bulguları cetveller dolusu sayılar yerine basit matematiksel kanunlar
halinde ifade etmeye çalışıyordu. Matematiksel kanunlarla yalnız
gözlemleri açıklamakla kalmayız, aynı zamanda henüz yapılmamış
gözlemlerin sonuçlarını da önceden kestirebiliriz, üstelik matematiksel
kanunlar sayı çizelgelerinden daha kolay hatırda tutulabilirler ve
başkasına çok daha kolay anlatılabilirler.
Kepler’in
gezegen yörüngeleri kanunu 5 düzgün katı şekle dayanıyordu. Bu kanuna
göre yarıçapı Satürn’ün yörüngesine eşit bir küre bir küpü içine
alır(a). Bu küpün içine çizilecek bir kürenin yarıçapı ise Jüpterin
yörüngesinin yarıçapına eşittir. Jüpiter’in yörüngesine eşit
yarıçaptaki kürenin içine bir düzgün dörtyüzlü çizilebilir(b). Bu dört
yüzlünün içine çizilecek kürenin yarıçapı Marsın yörüngesinin
yarıçapına eşittir.Mars gezegenin yörüngesinin yarıçapına eşit
yarıçaptaki kürenin içine bir düzgün 12 yüzlü çizilebilir(c). Bu düzgün
12 yüzlünün içine çizilecek kürenin yarıçapı yerin yörüngesinin
yarıçapına eşittir(d). Böylece bir düzgün katı şekil ve bir küreyi
sırayla çizerek düzgün 8 yüzlü için(e) ve düzgün 20 yüzlü içinde
Merkür’ün yörüngesinin yarıçapının elde ederiz(f).Kepler bu 5 düzgün
yüzlüyü gezegenlerin yörüngeleri arasındaki aralıları kapatan şekiller
olarak kabul etmişti. Yalnız 5 tane düzgün yüzlü katı şekil mevcut
olduğu için Kepler yalnızca 6 tane gezegen bulunabileceğine inanmıştı.
Kepler ilk kitabında evrende niçin sadece 6 gezegen bulunduğunu
anlama çabalarını anlatmıştı. 6 gezegenin yörüngeleri ile 5 tane
düzgün yüzlü katı cisim arasında bir bağıntı bulmuştu. O bu yapıdan
gezegenlerin o zaman bilinen yörüngelerinin yarıçaplarına uyan oranlar
çıkarmıştı.
Kepler bu buluşunu coşkunlukla şöyle
anlatmıştı:” bu buluştan duyduğum derin zevk kelimelerle anlatılamaz.
Harcadığım zamanı kaybolmuş saymıyorum; çalışmaktan yorulmuş değildim;
hipotezimin Copernicus yörüngelerine uyduğunu görünceye kadar, yada
uymayıp sevincim kayboluncaya kadar, günler ve geceler boyunca süren
hesaplamalarım ve hesapları sınamanın zahmetinden kaçınmıyordum.”
Gezegenlerin yörüngelerinin yarıçapları arasındaki bağıntı.
Tycho’nun gözlemleri üzerinde Kepler’in elde etmek istediği sonuçlara
tipik bir örnektir. Fakat bununla beraber, en derin bir
korelasyon(karşılıklı bağıntı) bile olayların tabiatını açıklamakta
derin bir anlama sahip değildir. Bu gün, Keplerin bu buluşu unutulmuş
bir olaydan başka bir şey değildir. Bu sistem 6’dan fazla gezegen
bulunduğu için yıkıldı. Fakat 7. gezegen Keplerin ölümünden uzun yıllar
sonraya kadar keşfedilemedi.
Kepler sonraki
gözlemlerle yıkılmayan başka matematiksel bağıntılarda bulmuştu. O,
Tycho’nun gözlem sonuçlarını Mars gezegeninin hareketlerinin
ayrıntılarıyla inceleyerek analize başladı. Tycho’nun 20 yıllık
gözlemleri sırasında Mars nasıl bir yörünge üzerinde hareket etmiştir?
Yerin durduğu kabul edilirse mi, Mars daha basit bir eğri üzerinde
hareket eder görünecekti? Kepler Copernicus’un düşüncesinin benimsemiş
yani yerkürenin hem kendi ekseni etrafında hem de güneş etrafında
döndüğünü kabul etmişti. O zamanın geleneklerine uyarak, Kepler önce
bir daire üzerinde hareket eden başka dairelerin mümkün olan
yörüngelerine uyup uymadıklarını anlamaya çalıştı. Bu alanda sayısız,
yorucu , uzun hesaplamalar yaptı. Duran bir yıldızla bir gezegenin
arasındaki açıyı (Tycho tarafından ölçülen açılar) duran güneş
etrafında dönen, bir gezegenin uzaydaki yerini çevirmek zorunluğu
vardı. Üstelik bu açı güneş etrafında dönen yeryüzünden ölçüldüğü için,
işlem daha zorlaşıyordu.
Kepler bir daire üzerinde
hareket eden başka daireler modeliyle 70 kadar hesaplama yaptıktan
sonra, gözlenen gerçeklere ancak şöyle böyle uyabilecek bir sistem
bulabildi. Sonra, üzüntüyle şunu fark etti; Bir daire üzerinde dönen
daireler sisteminden çıkarılabilecek bir eğri Keplerin hesaplarda
kullandığı sınırların dışına çıkıldığında Tycho’nun Mars gezegenin
konumları ile ilgili gözlemlerine uymuyordu.
Tycho’nun gözlemleri ile Keplerin hesapları arasındaki uyuşmazlık
0,133 derece kadardı.(bu açı bir saat yelkovanın 0,02 saniyedeki yer
değiştirmesi kadardır).Tycho bu küçük açı kadar hata yapmış
olamazmıydı? Bir kış gecesinin soğuğu parmaklarını uyuşturmuş veya
gözlem alanını bulandırmış olamazmıydı? Kepler, Tycho’nun metodunu ve
ölçmelerdeki zahmet ve dikkatinin biliyordu. Tycho bu küçük açı kadar
bile hata yapmış olamazdı. Böylece Tycho’nun gözlemlerine dayanarak,
Kepler kendi hazırladığı eğrileri reddetti. Bu Tycho’nun denel
becerikliliğine ne büyük saygıydı!
“Bu 8’lik açıya
rağmen yinede bir evren teorisi kurulabilirdi” diyerek Kepler yine
çalışmaya kuruldu. Düzgün hareket hakkındaki eski ve saygıdeğer
inançları bir yana bırakarak, güneş etrafında dönerken bir gezegenin
hızın değiştirebileceği düşüncesini dikkate almaya başladı. İşte
böylece Kepler ilk büyük buluşunu yaptı. Güneşten gezegen uzanan bir
doğru parçasının eşit zaman aralıklarında eşit alanlar taradığını
gördü. Bu buluşu, bugün 2. Kepler kanunu adıyla bilinmektedir.
Keplerin
eşit alanlar kanunu, Mars, yörüngesi boyunca değişen hızla döner.
Güneşe en yakın olduğu zaman hızı en büyüktür. Kepler eşi,t zaman
aralıklarında(t2-t1=t3-t4), güneşten gezegene uzanan eşit alanlar (alan
A = alan B) taradığını bulmuştu.
Bu kanunu bulduktan sonra Kepler, sonunda, gezegenlerin hareketlerini
düzgün dairesel hareketlerin bir bileşkesi olarak anlayabilmek
gayretlerinde vazgeçti ve birçok oval şekilleri yörünge olarak denemeye
başladı. Her gezegen elips şeklinde bir yörünge boyunca hareket ediyor
ve güneş bu elipsin odak noktalarından birinde bulunuyordu. Keplerin ne
büyük bir sevinç duyduğunu düşününüz. Yıllarca süren gayretten sonra
Kepler sonunda gezegenlerin hareketinin açıklayan basit bir eğri
bulmuştu.
Kepler bundan sonra bir gezegenin
yörüngesinin büyüklüğü ile onun periyodu(Güneş etrafında tam bir devir
yapması için geçen zaman)arasında bir bağıntı bulmak için çalışmaya
koyuldu. Bir çok denemden sonra, aradığı kesin bağıntıyı buldu: Bütün
gezegenlerde, yörüngenin yarıçapı küpünün, periyodun karesine oranı
aynıydı. Bu oranı bulduktan sonra, gezegenlerin bu bağıntıya uymakla
gösterdikleri düzen dikkate değerdi. R^3/T^2 oranının sabit oluşuna 3.
Kepler kanunu denilir.
KEPLERİN 3’NCÜ KANUNU
GEZEGEN Yörüngenin yarıçapı(A.B.) T Periyodu
(gün) R^3/T^2
[(A.B.)^3/gün^2] R^3/T^2’nin bu günkü değeri(m^3/sn^2
Merkür 0,389 87,77 7,64 x 10^-6 3,354 x 10^-8
Venüs 0,724 224,70 7,52 “ 3,352 “
Yer 1,000 365,25 7,50 “ 3,354 “
Mars 1,524 689,98 7,50 “ 3,354 “
Jüpiter 5,200 4332,62 7,490 “ 3,355 “
Satürn 9,510 10759,20 7,430 “ 3,353 “
Yörünge ve periyotların çizelgedeki değerleri Kepler
tarafından kullanılmış olan sayılardır. Kepler zamanında yarıçaplar
yalnız yerkürenin yörüngesinin yarıçapı cinsinden bağıl olarak
biliniyordu. Yerkürenin yarıçapına astronomi birimin (A.B.) denir, bu
bir uzunluk birimidir. R^3/T^2 oranının hemen hemen sabit değerleri
Keplerin 3. kanununu gösterir. Son sütundaki oranlar bu günün duyar
ölçümlerine dayanan yörünge ve periyotlarına dayanan yörünge ve
periyotlardan hesaplanmıştır.
Bu zafer üzerine
Kepler şunları yazmıştı.”...16 yıl önce aranması gerektiğini söylediğim
şeyi... onun için Tycho Brahe’ye katıldığım şeyin beklediğimden çok
daha derin olan doğruluğunu en sonunda açıklığa çıkardım. Kalıp
döküldü, kitap yazıldı; Şimdide okunabilir,gelecek çağlarda da...
Allah’ın bir gözlemci için 6000 yıl beklediği gibi bu kitapta bir
okuyucu için bir asır bekleyebilir.”
İşte Keplerin 3 Kanunun İfadeleri:
I. Her gezegen, odaklarından birinde Güneş bulunan eliptik bir yörünge üzerinde hareket eder.
II.
Güneşle gezegeni birleştiren doğru parçası(yarıçap vektörü) eşit
zaman aralıklarında eşit alanlar
tarar.
III. R^3/T^2 oranı bütün gezegenler için aynıdır. Eğer bu sabit orana K dersek, bu 3. kanun
R^3/T^2=K halinde yazılabilir.
Ptolemi ve Copernicus’un önerdiği sistemlerinin daireler
üzerinde hareket eden başka daireler sisteminin bütün karışıklığı bir
yana Keplerin 3 kanunu gezegenlerin yörüngelerini onlardan çok daha
doğru olarak gösterir. Bu kanunlar teleskopun bulunuşundan önce
yapılmış gözlemlere dayanıyordu.
Kepler, buluşlarıyla
astronomiye çok önemli ilerlemeler olanağını verdi. O Tycho Brahe’nin
denel verilerle dolu çizelgelerinin basit ve geniş anlamlı bir eğriler
ve kurallar sistemi haline getirdi.Keplerin bu sistemi ona “Göklerin
Kanun Yapıcısı” adını kazandırdı.